Update cookies preferences

Urfa Gezisi ve İnsanlığın Kalıntılarına Yolculuk

Seyiroloji Editörü: “Yabancıların Gözünden Türkiye” serimizin ilk yazısıyla karşınızdayız. Bu seride, Türkiye’yi yabancıların gözünden, onların deneyim ve izlenimleriyle okuyacaksınız.”

Merhaba! Benim adım Agustina, Arjantinliyim ve 2023 Aralık ayında Türkiye’ye gittim. İstanbul’da geçirdiğim 7 aylık uzun ziyaretim boyunca gördüğüm her şeyden büyülendim: farklı bir kültür. Sadece kıyafetler değil; yeni renkler, yeni dokular, yeni tatlar, yeni sesler hayatımı tamamen değiştirdi. Bu aylar içinde, Mayıs ayında, eşimle birlikte Kapadokya’dan Şanlıurfa’ya gitmeye karar verdik. Ana hedefimiz ise kendi gözlerimizle Göbeklitepe’yi görmekti. Urfa gezisi

Urfa ve Efsaneleri

Mayıs ayının başında, Kapadokya’dan Şanlıurfa’ya gece boyunca süren 9 saatlik bir otobüs yolculuğu yaptık. Yolda Göbeklitepe belgeselleri izleyerek kendimizi bu keşfe hazırladık.

İlk gün şehirde gezdik ve Balıklıgöl’ün arkasındaki hikayeyi bilmek burayı daha da büyülü hale getirdi. Efsaneye göre, peygamber İbrahim, kendisini Tanrı olarak gören zalim bir yönetici olan Nemrut tarafından devasa bir ateşle cezalandırılmış. İbrahim ateşe atıldığında, Tanrı bir mucize gerçekleştirerek ateşi suya, odunları ise balıklara dönüştürmüş ve İbrahim’i kurtarmış.

göbeklitepe
urfa gezisi

Şehir ve Yemek

Göletin yanındaki cami, bu hikayeye daha da destan bir hava katıyor. Caminin içine girebilir ve insanların kutsal olduğuna inanılan bir çeşmeden su içmek için sıraya girdiklerini görebilirsiniz. Caminin ve göletin hemen yanında, dallardan örülmüş gibi duran bir park var. Parkın içinde kafeler ve yemek yerleri bulunuyor.

Orada öğle yemeğimizi yedikten sonra Müze Kart ile geçiş yaptığımız Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ettik. Müzede Göbeklitepe ile ilgili süren araştırmaların yanı sıra, “Nevalı Çori” adlı başka bir antik keşfin sergisi de bulunuyordu. Elbette Göbeklitepe’nin tam ölçekli bir replikasını da görme şansımız oldu. Orada istediğimiz kadar vakit geçirerek devasa monolitleri gözlemledik ve her tarih meraklısının yapacağı gibi; bu tapınağın ne için kullanıldığını ve sembollerinin anlamını hayal etmeye çalıştık.

İstanbul’dan geldiğimiz için, beni en çok şaşırtan şey dar sokakların bej ve sarı tonları oldu. Bu sokaklar bana tamamen Ortadoğu havasını verdi. Her dışarı çıktığımızda, o sokaklarda tekrar yürüyebilmek için otele dönmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.

Vejetaryen olduğum için (tüm Türkiye’de olduğu gibi :P) yemek konusunda zorlandım. Günlük olarak patlıcan ve gözleme ile idare ettim ama eşim mutfaklarını çok beğendi. Kebap ve lahmacunun harika olduğunu biliyordu ve bunu bizzat deneyimledi. Ancak benim için tatlılar dünyanın en güzel şeyleri olduğu için, unutamayacağım bir şey varsa, o da künefeleri oldu. Yarım porsiyon söyledik çünkü devasa boyutlarda yapıyorlar ve yedikten sonra nefes almak bile zor oldu.

künefe
urfa gezisi

Ayaklarımızın Altında 12.000 Yıllık Tarih

İkinci gün, bizi bekleyen maceraya hevesle erkenden uyandık. Şehir merkezine bir otobüsle gittik ve ardından Göbeklitepe’ye giden 0 numaralı otobüsü bekledik. Her saat başı bir otobüs var ve varış yaklaşık 30-40 dakika sürüyor. Ödeme için kredi kartı kullanabilirsiniz. Oraya vardığınızda küçük bir müze ve bir kafe var. Göbeklitepe’ye giriş için Müze Kart kullanabilir veya bilet satın alabilirsiniz. Bilet ücreti Türk vatandaşları için 36 TL. Bir belediye otobüsü sizi tapınağa götürüp geri getiriyor.

Açıkçası, tüm videolar, görüntüler, okumalar vs. ile kendimi hazırladığımı sanıyordum ama orada olmak, sadece sorularımı artırdı ve bu gizem, bir kazma ve kürek alıp kazmaya başlamayı istememe neden oldu.

Bu keşif 1963 yılında bulunmuş ama 1990 yılına kadar arkeolog Klaus Schmidt ve ekibi kazılara başlamamış. Antropolojik gelişim amaçlı bir merak olarak başlayan bu keşif, zamanla insanlık hakkında bildiğimiz her şeyi değiştirdi.

Türkiye’yi ziyaret etme şansı olan ve tarihe ilgi duyan herkese burayı ziyaret etmelerini kesinlikle tavsiye ederim. Bu gezi beklentilerimizin ötesine geçti ve gerçekten tatmin ediciydi. Mayıs ayının gitmek için iyi bir zaman olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin güneyinde olduğu için çok daha yüksek sıcaklıklar bekliyordum ama dayanılabilir bir hava vardı.

göbeklitepe
urfa gezisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir